İl Sağlık Müdürümüz Dr. Öğr.
Üyesi Ali Bulut 4 Şubat Dünya Kanser Günü nedeniyle yayınlamış olduğu
mesajında; “Kanser hem dünya hem ülkemiz
için ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer almaktadır. Ölüm nedenlerine
bakıldığında dünya geneli için yaklaşık her 6 ölümden birinin, ülkemiz için ise
her 5 ölümden birinin kanser nedeniyle gerçekleştiği görülmektedir.
Günümüz kanser ölümlerinin 1/3’e
yakını; tütün kullanımı, yüksek beden kitle indeksi (fazla kilolu ya da
şişman/obez olma), meyve ve sebzeden fakir beslenme, yetersiz fiziksel aktivite
ve alkol tüketimi gibi başlıca beş davranışsal ve beslenme ile ilgili risk
faktöründen kaynaklanmaktadır. Oysa yine günümüz şartlarında kanserlerin
%30-50’ye yakınının, risk faktörlerinden kaçınma ve mevcut kanıta dayalı önleme
stratejilerinin uygulanması yoluyla önlenebilir durumda olduğu bilinmektedir.
Ayrıca, erken tanı konmuş ve uygun şekilde tedavi edilmişse birçok kanserin
iyileşme olasılığının da yüksek olduğu bilinen bir gerçektir.
Dünya Kanser Günü, gerek kanser
konusunda farkındalığı ve eğitimi artırarak gerekse dünyanın her yerindeki
hükümetler ile bireyleri hastalığa karşı harekete geçmeye zorlayarak her yıl
milyonlarca önlenebilir ölümün önüne geçmeyi amaçlamaktadır. Dünya Kanser Günü;
yankı uyandırmayı, değişim aşılamayı ve farkındalık gününün geçmesinden çok
sonraları da sürdürülecek bir eylemi harekete geçirmeyi amaçlayan bir
kampanyadır.
İlk olarak 2005 yılında ülkemizin
de yakın işbirliği içerisinde olduğu Uluslararası Kanser Kontrol Örgütü (UICC)
tarafından düzenlenen Dünya Kanser Günü etkinlikleri, izleyen yıllarda her
yılın 4 Şubat günü UICC ve işbirliğindeki kuruluşlarla birlikte küresel düzeyde
yürütülen kampanyalarla geleneksel hale getirilmiştir.
UICC’nin kanser konusundaki
farkındalığı artırma ve bireyleri hastalığa karşı harekete geçmeye zorlama
doğrultusunda yürüttüğü kampanyaların sonuncusunun teması “kararlıyım ve
yapacağım” olarak belirlenmiş olup 2018’de başlatılmıştır. 3 yıl süreli söz
konusu kampanyanın son aşaması olan 2021 yılı için “birlikte
gerçekleştirdiğimiz tüm eylemlerimiz önemli” vurgusu yapılmaktadır. Bu yılın,
dayanışma ve toplu eylemin kalıcı gücünün bir hatırlatıcısı olduğu belirtilerek
bir araya gelmeyi seçtiğimizde hepimizin dileği olan kansersiz, daha sağlıklı,
daha parlak bir dünyanın mümkün olduğu vurgulanıyor.
Uluslararası Kanser Kontrol
Örgütü ve Dünya Sağlık Örgütü gibi kanser alanında yoğun çalışmaları bulunan
uluslararası saygın kuruluşlar, kim olursa olsun herkesin küçük ya da büyük
eylemlerinin, uzun vadeli, olumlu değişimlere yol açacağını ifade ederek
kanserleri önleme yolunda kişilere şu risk faktörlerinden kaçınma çağrısında
bulunmaktadır:
• Sigara ve dumansız tütün
ürünlerini de içeren tütün kullanımı
• Fazla kilolu veya obez olmak
• Düşük meyve ve sebze alımını
içeren sağlıksız beslenme
• Fiziksel aktivite eksikliği
• Alkol kullanımı
• Cinsel yolla bulaşan Human
Papilloma Virus (HPV) enfeksiyonu
• Hepatit veya diğer kanserojen
enfeksiyonlara maruziyet
• İyonlaştırıcı ve ultraviyole
radyasyon maruziyeti
• Kentsel hava kirliliği
• Katı yakıt kullanımından
kaynaklanan iç mekân dumanı
Tütün kullanımı, kanser gelişimi
yönünden en önemli risk faktörü olup kansere bağlı ölümlerin yaklaşık
%22’sinden sorumludur. Akciğer kanserinin yanı sıra özefagus, mesane, böbrek,
pankreas, mide, serviks (rahim ağzı) kanserlerinden de sorumlu olduğu bilinen
tütün kullanımı, hangi yaşta olursa olsun terk edildiğinde kişinin yaşam
kalitesi ve yaşam süresi üzerinde anlamlı bir fark yaratmaktadır. Bu risk
faktöründen kaçınmada en önemli stratejiler; özellikle genç yaştaki bireylerin
maruziyetinin engellenmesi, hangi yaşta olunursa olunsun bırakma yönünde irade
beyanında bulunanların ilgili sigara bırakma merkezlerine yönlendirilmesi,
dumansız olması nedeniyle herhangi bir risk içermediği gibi yanlış algıya neden
olan elektronik sigara gibi ürünlerin riskinin anlatılarak toplumda bilincin
yükseltilmesine yönelik eğitsel faaliyetlerin gerçekleştirilmesi olacaktır.
Obezite ve kanser ilişkisine dair
yapılmış çok sayıda epidemiyolojik çalışma obezitenin kansere neden olmasının
yanı sıra kanser tedavisine yanıtın azalmasına, hastalık seyrinin bozulmasına
ve artmış ölüm oranlarına neden olduğunu da ortaya koymaktadır. Dünya Sağlık
Örgütü’ne göre, sağlıklı bir kiloyu korumak ve fiziksel olarak aktif olmakla
bağırsak, meme, rahim, yumurtalık, pankreas, yemek borusu, böbrek, karaciğer,
safra kesesi kanserlerinin gelişim riski önemli ölçüde azaltılabilmektedir.
Yaşam tarzı değişiklikleri (örneğin günlük 30-40 dakikalık yürüyüşler, liften
zengin meyve sebze ağırlıklı beslenme gibi) ile kansere karşı anlamlı risk
azaltımı sağlanması mümkündür.
Sindirim ve boşaltım sisteminin
farklı türde kanserleri ile ilişkisi olduğu ispatlanmış olan alkol tüketimi,
kanser gelişim riskini azaltmada bireysel farkındalık ve çaba ile önemli oranda
önlenme şansına sahiptir.
Dünya genelinde en sık izlenen
kanser türü olan cilt kanserine yönelik alınacak önlemler (Güneşin ultraviyole
ışınlarına maruziyeti azaltacak şekilde uygun şapka, gözlük, güneş kremi,
koruyucu giysiler kullanılması, güneş ışınlarının zararlı etkilerinin en yoğun
hissedildiği saatlerde doğrudan bunlara maruz kalınmaması gibi) ile anlamlı
risk azaltımı sağlanabilmektedir.
Kansere yol açabildiği
ispatlanmış kimi kanserojenlere maruziyetin söz konusu olduğu meslek
gruplarında çalışanların iş sırasında koruyucu bariyer (maske, tulum, önlük,
eldiven gibi) kullanması da kanseri önlemede önemli bir strateji olarak
karşımıza çıkmaktadır.
Sonuç itibariyle; kansere yol
açabileceği kanıtlanmış risk faktörlerinin farkına vararak, bunlardan korunmada
bireysel ve toplumsal temelde yapılacaklar konusunda bilgilenerek, önleme
çabalarını kararlılıkla sürdürerek ileri dönemlerde daha büyük bir toplumsal
yük haline gelmesi beklenen kanserle savaşımda önemli kazanımlar elde
edileceğine şüphe yoktur. 3
Kararlıyım ve Yapacağım
Kararlıyım ve Yapacağım
Kanser hastalıklarının her bir
tipinin kendine göre etyolojisi, risk faktörleri, tanı ve tedavi yöntemleri
vardır. Bu yüzden erken tanı ve tarama stratejileri de kanser tiplerine göre
değişmektedir. Bazı kanser tipleri için (örneğin meme, kalın bağırsak, rahim
ağzı vs) tarama önerilirken bazı kanser tipleri için önerilmemektedir (örneğin
pankreas, tiroid, mesane gibi).
Dünya Sağlık Örgütü meme, rahim
ağzı ve kalın bağırsak kanserlerinde vakaların erken evrelerde yakalanmasına
yönelik toplum tabanlı tarama programları önermektedir. Ancak bu çalışmaların
bütüncül bir kanser kontrol programının parçası olması gerektiğini
belirtmektedir.
Ülkemizde DSÖ önerileri
doğrultusunda 2008 yılından itibaren kayıt, önleme, tarama ve tedavi
çalışmalarını bir arada barındıran Ulusal Kanser Kontrol Programı kapsamında;
meme, kalın bağırsak ve rahim ağzı kanserleri için, toplumun kaynaklarına ve
hastalık yüküne uygun olarak tarama programları yürütülmektedir.
Ülke genelinde kanser taramaları;
Toplum tabanlı ve fırsatçı taramalar şeklinde yapılmaktadır.
Toplum tabanlı taramalar; Kanser
Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM), Toplum Sağlığı Merkezleri
(TSM), Sağlıklı Hayat Merkezleri (SHM), Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) ve Mobil
kanser tarama araçları da dahil olmak üzere ücretsiz olarak yapılmaktadır.
Kırsal ve dezavantajlı gruplarımıza illerimizdeki mobil tarama araçları ile
tarama hizmeti verilmektedir. Taramalarımız Covıd-19 pandemisi nedeni ile tüm
Enfeksiyon Kontrol Önlemleri Rehberi doğrultusunda gerekli önlemler alınarak
devam etmektedir.
Fırsatçı taramalar ise ikinci ve
üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında yapılmaktadır.
Ülkemizde yürütülen Ulusal Kanser
Tarama programımızda,
Meme kanseri taraması; 40-69 yaş
arasındaki kadınlara yılda bir kez klinik meme muayenesi yapılmakta, 2 yılda
bir mamografi çekilmektedir.
Rahim ağzı kanseri taraması; 30-
65 yaş arası tüm kadınlarımıza 5 yılda bir HPV-DNA ve smear testi ile
yapılmaktadır.
Kalın bağırsak kanseri taraması;
50-70 yaş arasındaki kadın ve erkeklere 2 yılda bir gaitada gizli kan testi
(GGK) yapılmakta, 10 yıl da birde kolonoskopi önerilmektedir.
Tarama sonrasında pozitif ya da
şüpheli bulunan kişiler ikinci, üçüncü basamak sağlık kuruluşlarına
yönlendirilmekte ve ileri tetkikler yapılmaktadır. Teşhis ve tedavi hizmetleri
ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşları tarafından yapılmaktadır.
Ülkemizde hem taramaları artırmak
hem de sağlık okur yazarlığı konusunda vatandaşlarımızı bilgilendirmek üzere 81
ilde kanser farkındalık çalışmaları yapılmaktadır.” İfadelerine yer verdi.