PROSTAT KANSERİ
Kanser; ortaya çıkışı önlenebilen, erken tedavinin yaşam kalitesini artırdığı bir hastalıktır. Kanserli olguların yaklaşık üçte ikisi erkeklerde görülmekte olup önemli bir kısmı sigara ve obezite ile ilişkilidir. Sağlıklı yaşam davranışları ile kanserden korunulabilir, tarama programlarına katılarak erken teşhisle yaşam süresi uzatılabilir.
Türkiye'de prostat kanserinin erkeklerde en sık görülen ikinci kanser olmasından dolayı, toplumda farkındalık oluşturmak önem arz etmektedir. Bu amaçla; 15 Eylül Dünya Prostat Günü vesilesiyle; “ailesinde, 1.derece akrabalarında prostat kanseri olanların 40 yaşından itibaren üroloji kontrolüne gitmesi” konusunda farkındalık çalışması yürütülerek halkın bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi hedeflenmelidir.
Belirtileri
En sık görülen belirtiler şunlardır;
•İdrar yaparken yanma veya ağrı
•İdrarda kan görülmesi
•Semende kan görülmesi
•Alt karın bölgesinde, kalçada veya sırtta devam eden/geçmeyen ağrı
Risk Faktörleri
Risk faktörü olarak tanımlanan etmenler, bir hastalığın gelişme olasılığını arttıran etkenlerdir. Ancak burada belirtilmesi gereken nokta şudur ki; bir kişinin bir veya birden fazla risk faktörüne sahip olması o kişide mutlaka o kanserin/veya hastalığın gelişeceği anlamına gelmemektedir. Risk faktörlerine sahip olduğu halde hastalık/kanser gelişmeyen insanlar bulunmaktadır.
Prostat kanseri için belirgin bir risk faktörü bulunmamakla beraber günümüze dek belirlenmiş en önemli risk faktörleri şunlardır;
•İleri Yaş
•Aile öyküsü
•
Tanı
Prostat kanserinin tanısında en fazla kullanılan yöntemler şunlardır;
•Prostatın parmakla muayenesi: Doktor vazelinle kayganlaştırarak eldivenli parmağı ile makattan prostatı muayene eder.
•Kanda prostat spesifik antijen (PSA) testi: Hastanın kan örneğinde laboratuvarda PSA bakılır. PSA prostat kanseri dışında bazı hastalıklarda da yükselebilir (prostatın iltihabı ya da iyi huylu büyümesi gibi).
•Transrektal ultrason: Hastanın rektumuna bir ultrason probu konularak prostat bezindeki anormal bölgeler görüntülenir.
•Transrektal biyopsi:Rektum yoluyla prostata bir iğne yerleştirilerek doku örneği alınır. Patolog mikroskop altında dokuda kanser hücrelerinin varlığını araştırır. Prostat kanserinin kesin tanısı biyopsiyle konulur.
Bunların dışında farklı tetkiklerin de yapılması gerekebilir (Ultrasonografi, Bilgisayarlı Tomografi veya MR gibi).
Tedavi
•Her hastanın tedavisi farklılık göstermekte olup, tedavi kararında hastalığın yeri, evresi, hastanın yaşı ve diğer sağlık sorunları gibi birden fazla faktör etkilidir. Multidisipliner bir çalışma gerektiren bu tedaviler ; radyoterapi, kemoterapi gibi farklı seçenekleri içermektedir